1- Fono-Forum Carlos María Solare, Temmuz 2020
MDR Senfoni Orkestrası Leipzig'in solo viyola pozisyonunu yürüten Atilla Aldemir'in
bu Double-CD'si, yeteneğinin geniş yelpazesini en etkileyici şekilde ortaya koyduğu
bir “kartvizit” niteliğinde. Tüm kayıt cömert bir Sonat Akşamı tadında oluşturulmuş
[…] Brahms Sonatın ilk bölümü fırtınalı ve vurgulu bir ifade buluyor […]. Bununla
birlikte, 1560 yılında Peregrino di Zanetto tarafından yapılan enstrümanının koyu
tınısı bağımlılık potansiyeline sahip ve Aldemir bunu hassas bir şekilde nasıl
kullanılacağını biliyor, özellikle de ağır bölümün “parlondo” kısımlarında. “Ländler”
dansını anımsatan üçüncü ve final bölüme, ikili çocuksu bir şevkle başlıyorlar.
[…] Shostakovich Sonatın karakteristik kararlı “Scherzo”su başarılı bir şekilde
yorumlanırken, “Adagio”sunda ise zaman adeta bir an için duruyor.
Aldemir kapanışta dolaysız hitabıyla çağdaş Türk eserleri için mükemmel bir tınıya
sahip olan 2017 Alexandre Breton yapımı enstrümana geçiş yapıyor. Aldemir,
Akses'in “Capriccio”sunda folklorik öğeleri nazik bir şekilde işlerken, Turgay'ın
“Troja”sında Ud benzetmesini başarılı bir şekilde ortaya çıkartıyor. Vieuxtemps'in
“Capriccio”su ise harika bir bis.
2- Das Orchester (Franzpeter Messmer) Mayıs 2020
Konu tutku olunca viyola doğru enstrüman mıdır? Çoğunlukla ona hantallık
yaftalanır, kalın tonları ise 'kaba' olarak adlandırılır. İnce tonlarına Berlioz ve
Strauss'un enstrümantasyon metotlarında “üzgün-tutkulu ifade” kabiliyetini
atfetmesiyle de genellikle viyolanın karamsar bir tonunun olduğu ön yargısı vardır.
Atilla Aldermir ve Itamar Golan yeni kayıtlarına “Passion” (tutku) adını verdiler.
Kuşkusuz ki Brahms'ın klarnet için bestelediği Fa minör Sonat'tan “Allegro
appassionato”yu dinlerken insanda tutku hissindense klasik dönemi yâd eden bir
Beethoven hayranlığı uyanıyor. Adeta mimari bir yapıymışçasına bireysel akorlar
üzerine kurulmuş bir düzen. Fakat iki sanatçı da eserin ilerleyen bölümlerinde özgün
viyola ve piyano tonları ve de birbirinden farklı nüanslarla geniş bir yelpazeyi
yakalıyorlar.
Aldemir, César Franck'ın La Majör Sonatı'nı geniş ve güçlü ifadeli melodik
kemerleriyle yorumluyor. Gerçi eser, bestelendiği enstrüman olan kemanda bu
tutkulu ifadeyi vermeye daha müsait. Viyolada biraz daha mat bir karakter
kazanırken dinleyeni şunu düşünmekten alıkoyamıyor: Bir kemanın “tutkusu” bir
viyolanınkinden çok daha farklı.
Bu durum Shostakovich'in viyola için yazdığı sonatında daha da netleşiyor. Bu
eserde Do ve Sol telindeki kalın, La telindeki ince ton aralığından muhteşem bir
şekilde yararlanılır. Eserin, viyolanın pizzicatosu ve piyanonun perküsyonvari
dokunuşlarıyla adeta hayranlık uyandıran başlangıcı bu iki solist tarafından büyük bir
incelikle işleniyor. Viyola, melodisine başladığı anda sadece bu enstrümana özgü
olan bir “tutku” açığa çıkıyor. “Allegretto”nun alışılmadık grotesk ritim ve melodilerini
Aldemir ve Golan duyulabilir bir hazla şekillendirirlerken eserin “Adagio”sunda
dinleyiciyi Shostakovich'in motifsel alıntılarıyla Beethoven'ın Ay Işığı Sonatı'na
götürüyorlar.
Aldemir melankoli, hüzün ve deneyüstücülüğü viyolasıyla yakalamayı ve müziğin
yoğunluğunu Golan'ın uyumlu eşliğiyle tutkunun doruklarına taşımayı başarıyor.
CD'nin daha sonraki solo viyola için eserlerinde Aldemir teknik ustalığa erişmiş bir
Virtüoz olduğunu kanıtlarken güçlü yorumuyla bizlerin de Türk bestecileri Necil
Kâzım Akses ve Halit Turgay'ın bilinmeyen eserlerini keşif ve takdir etmesini sağlıyor.
CD kitapçığında Atilla Aldemir eserlerin seçimi hakkında samimi açıklamalara yer
veriyor. Bir yandan bu çok sempatik olsa da öte yandan günümüzde birçok insan
müzik dinlemenin ötesinde daha bilinçli bir dinleyici olmak, örneğin eserler hakkında
daha iyi bilgi edinmek için CD alıyorlar. Maalesef kitapçıkta bu unsura pek yer
verilmediği görülüyor.
3- WEBSITE (Franzpeter Messmer) Mayıs 2020 https://franzpeter-messmer.com/?
p=3013
“Dinlenmesi gereken bir CD; özellikle de solistlerin mükemmel bir şekilde
yorumladıkları Shostakovich'in Viyola ve Piyano Sonatı. Ayrıca Aldemir bu CD'de
Türk besteciler Necil Kâzim Akses und Halit Turgay'ın viyola eserlerini ilk kez
yorumluyor: heyecan verici bir müzik!”
4- FANFARE Magazine/Amerika (Philip Borg-Wheeler), Mayıs/Haziran 2020
Brahms'ın Fa minör Sonat'ı güçlü ve son derece tatmin edici bir sunum kazanıyor...
Gerek tempo ve karakteristik gerekse bağlılık ve uyumlulukta iki yorumcu da büyük
bir başarıya ulaşıyorlar… Franck Sonatın icrası da aynı şekilde başarılı – hem
düşünceli, hem tutkulu ve hem de dramatik müzikte aynı derecede belagatli.
Yorumcular teknik açıdan da takdiri hak ediyorlar… Kanon formunda işlenmiş parlak
bir masumiyet melodisiyle başlayan final […] son derece tatminkâr bir şekilde
sonlandırılıyor.
Shostakovich'in Viyola Sonatı bestecinin son eseridir. Eserde, kendisinin de adeta
bunun farkında olduğuna dair işaretlere rastlanılır. Bu bilgi (veya teori) elbette
yargılarımızı etkilememelidir, ancak eğer doğruysa, bunun dışavurumlarını kesinlikle
eserin tınısında bulmak mümkün gibi. Bu, şüphesiz Shostakovich'in en kasvetli
eserlerinden biridir. Eserin daha en başında, pek de gizli olmayan bir şekilde, Berg'in
Keman Konçertosunun inkar edilemez bir şekilde ölümle bağlantılı olan başlangıcına
bir referans vardır. Buradaki performans olağanüstü. Aldemir ve Golan gerçekten de
bu karanlık dünyada yaşıyorlar – esere, bugüne kadar dinlediğim birçok yorumdan
daha fazla ışık ve gölge katmış olmalarına rağmen. Bu kesinlikle bir kazançtır. Çünkü
hiçbir besteci, en kasvetli eser olsa bile, birbirine zıt pasajların getirdiği rahatlık
olmadan bir böyle bir eser besteleyemez, hele ki bu eser yarım saati aşıyorsa. […]
Atilla ve Golan, bu müziğin yüceliğini iletmede oldukça iyiler. Bugüne kadar eserin
barındırdığı bütün o hisleri göz ardı ederek sadece hiddetini ön plana çıkaran o
kadar yorum dinledim ki. Bu etkileyici, nüanslı yorumu duyduğum için minnettarım
ve sonatın bu daha dengeli - belki daha da insani – yaklaşımla değerinin azaldığını
hiçbir şekilde düşünmüyorum.
Üç daha kısaca eserin hepsinin de kendilerine has çekicilikleri var. Türk besteci
Akses'in (1908-1999) eseri – benim için yeni bir isim – viyola için harika bir şekilde
ve anlaşılabilir bir dille yazılmış etkileyici bir eser. Turgay'ın esri ise, Aldemir ve CD
kitapçığının yazarının da belirttiği gibi, “virtüöz patlamaların nüfuz ettiği bir ağıt” ve
de “kökleri küçük Asya'da yatan” bir eser. Bu eser de gayet tatmin edici ve bundan
daha etkileyici bir yorum düşünmeyi zor kılıyor. „Vieuxtemps-Capriccio“ bir çok
viyolacıya tanıdıktır. Güzel bir parça ve haklı olarak da popüler. Atilla'nın
entonasyonu kusursuz, ton kalitesi çok güzel ve etkileyici, bazı viyolalardaki o
rahatsız eden kükreme hiçbir şekilde gözlemlenmiyor. Atilla Aldemir bu enstrümanın
gerçek bir ustasıdır.
5- RITMO (Bianco Gallego) Ocak 2020
Atilla Aldemir bu kaydın yüzde sekseninde belirli bir yoğunluk ve kaliteye sahip
eserlere ayrıntılı bir şekilde yer veriyor […]
Aldemir fevkalade tonuyla ve de olağanüstü piyanist Itamar Golan'ın üç eserdeki
eşliğiyle bu eserleri daha iyi anlamamızı sağlıyor. Özellikle Shostakovich'in op. 147
sonatında iki müzisyen de bu eserin mutlak karamsarlığının derinlerine iniyorlar.
6- O-Ton Kulturmagazin (Michael O. Zerban) 12.01.2020
…başarılı ve dinlenmesi gereken bir yorum…
7- radioklassik.at'de günün CD'si. 10.01.2020
8- SWR2 “Treffpunkt Klassik” (Buluşma Noktası Klasik) – Dorothea Bosser ile
yeni CD'ler 8.12.2019:
İtiraf etmeliyim ki sıradaki CD'yi zarfından çıkardığımda hafif bir şaşkınlık yaşadım:
Yılın bu zamanında sıkça karşılaşılan Noel ikonlarıyla bezeli bir kapak yerine, kıvırcık
saçlı bir yüzün arkadaş canlısı gülümsemesiyle karşılaştım. Başlık sarı bir şekilde
ışıldıyordu: “Passion” (tutku). Daha dikkatli okuduğumda ise bunun [İsa'nın ıstırabını
konu alan] 'Passion' değil de tutku anlamına gelen İngilizce kelime 'Passion'
olduğunu anladım: Çünkü bu gülümseyen kıvırcık saçlı yüz, kendisinin tutkunu
olduğu enstrümanı viyolayı tanıttığı bir CD yayınlamıştı. Keman da çalabilirdi, sonuç
olarak bu enstrümanın eğitimini görmüş hatta birçok yarışma da kazanmıştı –
örneğin İstanbul'daki Keman Yarışması (Atilla Aldemir Türkiye'den geliyor) ya da
Uluslararası Brahms Yarışması.
Johannes Brahms ve César Franck'ın sonatlarını yorumlarken enstrümanının koyu,
tutkulu ve de kalın rejisterdaki tınısı daha çekici gelmiş olacak ki bu çıkış CD'sinde
Aldemir viyolada karar kılmış. Bunun sonucu olarak bu CD'de viyola literatürünün üç
önemli eserini görüyoruz: Brahms'ın daha sonra bizzat viyola ve piyano için de
uygun gördüğü Op. 129 Fa minör Klarnet ve Piyano için Sonatı, Dmitri
Shostakovitch'in orijinal olarak viyola ve piyano için bestelediği Op. 147 Sonatı ve
de viyola için uyarlamasıyla César Franck'ın Keman Sonatı. Pek az müzisyen buna
cesaret edebilir. Tabea Zimmermann'ın nadiren yorumlaması dışında çok seyrek
duyulur. Biraz dinlemek ister misiniz? İşte 2. Bölüm “Allegro”.
César Franck: La Majör Viyola ve Piyano için Sonat, 2. Bölüm “Allegro” 8'06
Bence Frank'ın sonatını tutkulu alto aralığına taşımak gayet tatmin edici. Kemancılar
bu sonatın tutkusunu ve gerginliğini daha çok virtüöz-ötesi bir rubato stiliyle
geliştirirken, Attila Aldemir enstrümanının zengin, muazzam derin tınısının erotizme
ve nüfuz gücüne elverişliliğini öne çıkarıyor, yüksek aralıkların yorumu ise doğuşkan
spektrumlarının arpejimsi bir imasını andırıyor.
Totalde tını odaklı bir yorumu var, esneklik ve müzikal detaylardan ziyade geniş ve
kapsamlı ifadeye önem veriyor – belki de bu, enstrümanının kemandan daha zor bir
hitap tarzı olmasından kaynaklanmakta. Öte yandan İsrailli piyano partneri Itamar
Golan daha detaycı ve César Franck'ın sonatının şenlenmesine, hiddetlenmesine ve
köpürmesine izin veriyor, her daim ilginç, heyecan verici ve de her daim sonuna
kadar dinlemeye değer. Bu birliktelik bende tutarlı bir resim uyandırıyor.
Mutlaka işitmeye değer bir başka öge ise, Aldemir'in kitapçıkta da hayranlıkla
bahsettiği gibi, enstrümanının tonu – Royal Concertgebouw Orkestrası'nda viyolacı,
akıl hocası Matthias Maurer'in kendisine bu kayıt için ödünç verdiği bu viyola, kalın
tonlarda derin ve güçlü, yüksek aralıklarda ise sıcak, hafif ve neredeyse gümüşi; ama
her daim mükemmel bir dengede. Burada ünlü bir viyoladan bahsediyoruz: Brescialı
Peregrini Zanetti tarafından yapılan ve 1560'lardan kalma bir enstrüman – Casdurt
Sachs, sazı 1917'de standart “Müzik Enstrümanlarının Gerçek Sözlüğü”nde (RealLexikon der Musikinstrumente) ayrıntılı olarak tanımlar ve hayatta kalan en eski Viola
da Braccio olarak nitelendirir. Ünlü Stradivariler yaklaşık 100 yıl sonra gelecektir.
[…]
SWR2 Treffpunkt Klassik (Buluşma Noktası Klasik ) – Yeni CD'ler. Biraz önce Atilla
Aldemir ve Piyanist Itamar Golan'dan Dmitri Shostakovitch'in Viyola ve Piyano için
Sonatı'nın ikinci bölümü “Allegro”yu dinlediniz.
Attila Aldemir, Leipzig'deki MDR Senfoni Orkestrası'nda iki yıldır solo viyola
pozisyonunda. Türkiye'den geliyor. İstanbul'daki müzik eğitiminden sonra Detmold
Müzik Yüksekokulu'nda Lukas David ile ve daha sonra Essen'deki Folkwang
Yüksekokulu'nde Mintcho Mintchev ile çalışmalarına devam etti. Oda müziği
partneri piyanist İsrailli Itamar Golan önce Tel Aviv'de, sonra Boston ve New York'ta
okudu.
Bugün uluslararası konserler verirken tanınmış solistlerin de oda müziği partneri
(örneğin Tabea Zimmermann, Mischa Maisky, Sharon Kam ya da Julian Rachlin).
Golan ayrıca Paris Conservatoire National Superieur'de profesörlünk görevini
sürdürüyor.
Atilla Aldemir ve Itamar Golan'ın “Passion” (tutku) adını verdikleri CD'leri küçük bir
firma olan gwk Records'tan çıktı [...]. Bu Doublé-CD'de Johannes Brahms, César
Franck ve Dmitri Shostakovitch'ten üç önemli viyola ve piyano için sonatına yer
verilmiş. Ayrıca daha kısaca olan viyola için solo eserler de var: Henri Vieuxtemps'in
meşhur Capriccio'su ve de Türk besteciler Halit Turgay ve Necil Kâzım Akses'in iki
eseri [...]
Necil Kâzım Akses Türkiye'nin Klasik Batı Müziği'nde anahtar bir figür: Akses 1908
ve 1999 yılları arasında yaşadı, Josef Suk, Alois Haba ve Joseph Marx'ın öğrencisi
oldu ve de (tıpkı Béla Bartók gibi) çıktığı araştırma gezilerinden topladığı
memleketinin müziğiyle Avrupa geleneğini birleştirdi. Paul Hindemith'le birlikte
Ankara Devlet Konservatuvarı'nı yapılandırdı ve daha sonra yönetimini üstlendi. […]
9- The New Listener (Stefan Pieper), 27.12.2019
„Eski bir kiliseyi diskoya dönüştürmeden yeni bir yol çizmek“
Atilla Aldemir viyolayı sonradan seçenlerden – yoksa viyola onu seçmiş desek daha
mı doğru olur? Yaylı bir sazda orta tonu keşfetmek onun için “kendini bulmakla/
yaratmakla” ilişkili. Yeni CD'sinde, Batı Avrupa'dan başyapıtları güncel Türk
besteleriyle birleştiriyor. Eserleri seçerken özellikle duygusal olgunluğun erişildiği geç
çalışmalar kendisini etkilemiş. Duygusal olgunluğun manevi bir boyutu vardır. Stefan
Pieper, Konzerthaus Berlin'in rahat kantininde bu pek meşgul usta ile buluştu. MDR
Senfoni Orkestrası'nda solo viyolonsel olarak görevini üstlenmeden önce bu mekân
ve orkestra 2013-2017 yılları arasındaki sanatsal evi idi.
10- Klassik Heute (Verena Düren), 10.12.2019
“Aldemir'in enstrümanına ve seçtiği eserlere karşı duyduğu tutku bu Double-CD'nin
her dakikasında açıkça duyuluyor… İnsan bu yeni kaydını dinledikten sonra,
enstrümanına kalbini adamış demekten kendini alamıyor.”
“Brahms Sonatın daha ilk ölçülerinden itibaren tutkulu yorumu ama bir o kadar da
enstrümanın sıcak tınısıyla dinleyiciyi büyülemeyi başarıyor… Eğer Frank Sonatın
keman için olan orijinal versiyonunu düşünürsek eserin viyolanın kullanımıyla gerek
ton gerekse yoğunluk açısından ne kadar geliştiğini görüyoruz. Shostakovich'in
ölüm döşeğinde bitirdiği eserinin harika yorumunda ise baştan sona bir sadelik
hâkim.”
“Atilla Aldemir, kelimenin tam anlamıyla tutku dolu olan bu double albümü, onu
viyola çalmaya iten Henri Vieuxtemps'ün samimi ve son derece virtüöz eseri
Capriccio Hommage à Paganini'ye yaptığı ilan-ı aşk ile sonlandırıyor. Mühteşem bir
final, ve son derece yoğun…”
11- Badische Zeitung (Christine Adam), 6.12.2019
“Sofistike ve tutkulu. Viyola yorumcusu Atilla Aldemir'de duygular, ince müzikal
işlemelerle bir bütün oluyor. Aldemir ve Golan zariflikten groteskliğe kadar yorumsal
renkleri tatmin edici bir keşfe çıkıyorlar… Yumuşak ama tutkulu, pastoral ama zarif;
viyolayı bu kadar çeşitli karakterlere bürünmüş bir şekilde deneyimlemek çok sık
mümkün değil.”
12- Nürnberger Nachrichten (Jens Voskamp), 26.11.2019
“Türk viyolacı Atilla Aldemir bu Double-CD ile kendisini müzik camiasında etkileyici
bir şekilde gösteriyor… Son derece saygı uyandırıcı.”
13- Klassik begeistert (Peter Sommeregger), 22.11.2019
“Zaman içinde atmosferik yoğunlukta bir yolculuk. Tüm oda müziği severler için
değerli bir albüm.”
14- Online Merker (Dr. Ingobert Waltenberger), 08.11.2019
“ 'Doğal ve duyarlı' : Son derece büyüleyici bu ikilinin ticari markası olarak
düşünülebilir. … Müzik burada tüm pürüzlülüğü, varoluşsal gücü ve meraklı bir
deneyselcilikle kendisini keşfe sunuyor. Heyecan verici!”